“Sorumlu Balıkçılık” veya “Sorumlu Balıkçı” ifadelerindeki sorumlu sıfatı elbette sadece balıkçılık sektörüne has, sadece balıkçılara eklenecek bir sıfat değil.
İster mesleğini icra eden profesyoneller olalım, ister bireysel olarak ele alalım… Her yaptığımız eylemde sorumlu bir şekilde hareket etmeli ve eylemlerimizden doğacak sonucu hesaba katmalıyız. Bu aslında ciddi bir farkındalık ve sorumluluk. Yani “sorumluluk” aslında “evrensel” bir kavram. Her işte, herkes için, her zaman ve her yerde geçerliliğini koruyan bir kavram. “Sorumlu gazetecelik”, “sorumlu avcı”, “sorumlu yayıncılık” vs. Tümü işini iyi yapan, mesleğini veya hobisini icra ederken başkalarına, diğer sektöre veya doğaya zarar vermeyen, etik kurallar içinde kalanlar “sorumlu” bireylerdir. Sorumlu balıkçı profiline bakarsak;
– nesli azalan bir türün av sayı limiti aşıldığında veya yavruyken yakalandıklarında oltadaki canlı balığın sağ salim denize geri gönderilmesi,
– dünyada yeni uygulanmaya başlayan kurşun yerine doğa dostu seramik veya deniz kumu torbacıklarının ağırlık olarak kullanılması,
– nesli azalan balık türlerinin tür düzeyinde ayırt edilmesi, av tür, boy, yer ve zaman yasaklarını çok iyi bilmemiz,
– kum köpek balığı, deniz kaplumbağaları, akdeniz foku, ada martısı gibi nadir deniz-kıyı canlılarını iyi tanımak,
– nadir türlerle karşılaştığımızda veya av ekipmanlarına takıldıklarında nasıl davranacağımızın bilmek,
– gece fenerle ve/veya tüple sualtı balık avcılığı yapmamak,
– yasadışı sualtı avcılığı ile yakalanan balıkları tespit ettiğimizde yetkililere rapor etmek,
– profesyonel kıyı balıkçılarının tüzükle ilan edilen Balıkçılığa Kapalı Alanlara girerek avlanmaması,
– kuralına uygun iğne büyüklükleri ve ağ göz açıklıklarını tam olarak bilmek ve uygulamak…
İşte ideal deniz ve doğa dostu bir balıkçıya olmamızda bizlere yardımcı olacak kriterlerden bazıları. Profesyonel kıyı balıkçılığı veya amatör balıkçılık icra eden herkes bunların tümünü bilemeyebilir veya bu bilgiler yaygınlaşmamış olabilir. Zira camia büyük, sayımız çok fazla. İşte iki projede de tüm bu uygulamaları tartışacağız, paneller ve eğitim seminerleri gerçekleştireceğiz. Ve sonunda renkli basılmış bilgilendirici bir kitapçık da yayınlayacağız. Bilginin ve öğrenmenin sonu yok. O yüzden “sorumlu balıkçılığa doğru” dedik. Hiç bir zaman öğrenmenin ve bilgiyi yaymanın sonu olmadığını bilerek.
—
Öte yandan sorumlu sıfatını kullandığımız zaman örneğin gazetecilere veya avcılara veya yayıncılara ve temsil ettikleri kesime yönelik bir olumsuzluk kastedilmiyor. Elbette her meslekte veya uğraşta olduğu gibi işini dört dörtlük “sorumlu bir şekilde” icra eden insanlar olduğu gibi aynı grupta bilerek veya bilmeyerek işini veya uğraşını hakkıyla yerine getirmeyen etrafına, başkalarına, ortama veya doğaya zarar vererek icra eden insanlar da vardır. İşini iyi yapanların zamanla aynı meslek grubunda veya uğraştaki meslektaşlarına örnek olduğunu ve olacağını biliyoruz. Önemli olan sorumlu davranış biçimleri ve pratiklerinin bilincinde olmak ve ortaya koymak/uygulamak.
İşte projemizin çerçevesinde bizi ilgilendiren kısmı da, ister profesyonel olalım ister amatör olalım, balıkçılığın etik ve hukuki kurallara uygun, doğaya ve tüm diğer balıkçılara ve hatta vatandaşa karşı sorumlu bir şekilde yapılması.
İşte bu çerçevede SAD ilgili diğer kurum ve derneklerin de desteğini alarak Türkiye’de Sorumlu Amatör Balıkçılığın Geliştirilmesi (Kaş pilot) ve Türkiye’de Sorumlu Balıkçılığın Geliştirilmesi (Datça pilot) projelerini 2011 senesinde tasarladı ve 2012 senesinde hayata geçirdi. Aslında dernek olarak temelimiz olan 1985 tarihli ODTÜ-SAT ve 1994 tarihli SAD bünyelerinde balıkçılıkla ilgili birçok proje yürüttü. Ancak her zaman trol, trata, gırgır ve profesyonel kıyı balıkçılığı konularına el attık. Bu proje ilk defa endüstriyel balıkçılık ve kıyı balıkçıları (bırakma, voli, paragat) dışında amatör balıkçılık projesi yapma girişimi oldu. Balıkçılıkla ve deniz ekosistemin korunmasına yönelik ilgili diğer STK’ların ve devletin ilgili resmi birimlerinin yaptıkları projelere destek olduğumuz gibi aynı şekilde ilgili tüm derneklerin ve paydaşların desteğini bekliyoruz.
—
Tüm paydaşlardan her türlü görüşe ve katkılara projelerin kapısının açık olduğunu söylemeye gerek bile yok. Yazılı ortamdan çok ve klavye üzerinden tartışmak yerine, yan yana gelerek, karşılıklı bilgi ve tecrübe alış verişinde bulunmak en büyük hedeflerimizden biri. Sorunların bu şekilde sağlıklı olarak masaya yatırılacağına ve çözüm önerilerinin bulunacağına, en azından bir belli bir düzeyde mesafe alınacağına inanıyoruz.