ÖNEMLİ DOĞA ALANLARINI SAVUN PROJESİ – ÖDA

TÜRKİYE’DE KIYILARDAKİ ÖNEMLİ DOĞA ALANLARI KORUNMASI VE SAVUNMASI PROJESİ

***

GİRİŞ

Türkiye tüm Akdeniz’de bozulmamış ve doğal yapısını koruyan kıyılara ev sahipliği yapan nadir ülkelerden biri. Kıyılarımız aynı zamanda ülkemizde en hassas ekosistemleri temsil etmekte. Barındırdığı zengin biyolojik çeşitliliği, deniz ve kıyılarda yaşayan nadir deniz canlıları, balıkçılık ve deniz canlı kaynakları, turizm potansiyeli, rekreasyonel değerleri, peyzaj güzellikleri ve oluşturduğu estetik manzara ile paha biçilmez değere sahip.

Yabancı olsun, yerli olsun ülkemizde kıyılarımıza uğrayan, gezen ve konaklayan turistler aslında doğal güzelliklere rağbet etmekte ve betondan kaçarak doğayla kucaklaşmak istemekte. Gittikçe betonlaşan ve ağır imarlaşma baskısı altında olan kıyılar zengin biyolojik çeşitliliğe ve doğal yaşam alanlarına zarar verdiği gibi turizm potansiyelimize de orta ve uzun vadede zarar vermektedir. Kıyıların süratle ve fütursuzca imara açılması aslında kısa vadede altın yumurtlayan tavuğu kesmek gibi. İşte bu noktada, ne yazık ki, özellikle son yıllarda sorumlu kurum kuruluşlar ile karar vericilerin bu olumsuz durumu sağlıklı değerlendiremedikleri ve geri dönüşü mümkün olmayan kararları alabildikleri görülmekte. Böyle olunca, ülkenin hem turizmi zarar görüyor hem de biyolojik çeşitliliği ve bunların doğal yaşam alanları olan kıyılar elden gidiyor.

Sualtı Araştırmaları Derneği sualtı araştırmaları ile deniz canlı kaynaklarımızı detaylı olarak araştıran ve bunu kamuoyu ile paylaşan bir STK. Bu deniz kaynaklarımızın arasında ekosistemlerde önemli yere sahip canlıların yanı sıra balıkçılıkta ekonomik değeri yüksek olan orfoz, beyaz lagos ve sinarit gibi balıklar da araştırılmaktadır. Elbette, yunus türleri, deniz kaplumbağaları, Akdeniz foku, su samuru ve eniz kuşları çalışma alanımın içine girmektedir. Örneğin orfoz veya çiçekli bir deniz bitkisi olan deniz erişteleri de kıyılardaki tahribattan payını alan canlılar olarak karşımıza çıkmakta. Zira kıyılar doldukça ve insan faaliyetleri belli bölgelerde yoğunlaştıkça, orfozun ve deniz eriştelerinin deniz altındaki yaşam alanları da çok daha yoğun baskı altına girmekte ve habitatı tahrip olmuş deniz-kıyı canlıları bundan son derece olumsuz etkilenmekte.

ÖDA Savun Projesi Hakkında Kısa Tanıtım Videosu

PROJE İÇERİĞİ

İşte değerli kıyı alanlarımızda bu artan risk yüzünden, SAD ve onun ihtisas birimi SAD-AFAG kıyılarımız ve özellikle kıyılarda önceden tespit edilmiş olan ve Doğa Derneği‘nin en az 3 yıllık kapsamlı çalışmaları ile ortaya çıkan Önemli Doğal Alanları kısa adıyla ÖDA lar üzerindeki ağır yapılaşma ve imara açılma baskılarını bilerek ve farkında olarak ivedi olarak bir koruma projesi geliştirme gereksinimi duymuştur. Projemizin adı “KIYILARIMIZDAKİ ÖNEMLİ DOĞA ALANLARININ KORUNMASI VE SAVUNMASI”. Kısaca ÖDA SAVUN adıyla anılan proje 2 senelik bir dönemi kapsıyor ve seçilmiş 10 kıyı ÖDA nda habitat tahribatı özelinde yakından takibi ve özellikle yasadışı veya ilgili Bakanlıkların onayından geçmiş olsa bile betonlaşma ve doğayı tahrip edici yapılaşmalar takip ediliyor.

Kıyılarda planlama ve yapılaşmaya olanak tanıyan sorumlu ve yetkili tüm resmi kurumlarla sıkı iletişim halinde olunacak ve sürekli olarak bu kıyı alanlarımızda meydana gelen veya betonlaşma riski altında olan alanlar rapor ediliyor. Gerekçeleri ile birlikte önem arz eden ve kesin korunması gereken alanlar hatırlatılmakadır. Tüm bilgi ve belgeler kamuoyu ve basın ile de paylaşılıyor ve kıyıların önemi proje süresi ve sonrasında da topluma anlatılıyor. Proje Mayıs 2015’de başladığından itibaren 1 yılın sonunda Haziran 2016 itibariyle, müdahale edilen 16 vukuatlı kıyı alanından 13 illegal kıyı betonlaşması sadece durumun resmi yollardan bildirilmesi ile durduruldu. 2 alan ne yazık ki betonlamaya maruz kaldı, kalan 1 alan ise henüz yapılaşma başlamadı ancak durum belirsiz.

Doğa Derneği ÖDA kavramını ortaya koyarak “Türkiye’nin Önemli Doğa Alanları” kitabını yayınlayan bir STK olarak projede ortak çalışma içinde yer almaktadır.

ÖDA SAVUN Projesi 2015 Mayıs ayında başlamış olup 2017 Mayıs ayında tamamlanması hedeflenmektedir.

“Esas amaç tür korumaya çalışmak değil, yaşam alanlarını korumaktır” prensibinden yola çıkarak, -elbette türleri ihmal etmeden- esas itibariyle özellikle nesli tehlike altında türlerin yaşam alanları olan doğallığını koruyan kıyı habitatlarını korumak üzere yola çıkılmıştır.

KIYILARIN DEĞERİNİN FARKINDAYIZ

Türkiye kıyıları değerlidir ve tüm Akdeniz havzasında son kalan sağlıklı Akdeniz kıyı-deniz ekosistemlerine ev sahipliği yapmaktadır. Bilimsel veriler ve yayınlar ışığında Derneğimiz bunun farkında ve bilincindedir.

SAD kıyılarımızda gelişme olmasın veya enerji yatırımları olmasın demiyor. Bu yatırımlar ve kıyıdaki gelişme ülkemizin sahip olduğu ve koruma taahhütleri verdiği yaban hayat ve yaşam alanları dikkate alınarak çok dikkatli bir şekilde planlanabilir. Ancak hassas ekosistemler hesaba katılmadan mastır planlar ve imar planlaması yapılmasının, nadir canlıların yaşadığı veya yoğunlaştığı alanlardaki yanlış alan seçimi ve betonlaşmanın yanlı ş olduğunu vurgulamaktadır. “Ne pahasına olursa olsun kalkınma” zihniyeti ülkemizde karşımıza sık çıkan bir düşünce tarzı. İşte SAD bu mantığın ülkemizin biyolojik çeşitlilik ve doğal yaşam alanlarının yok olmasında çok fazla olumsuz etkide bulunduğunu görmekte ve çalışmalarında ilgili resmi kurumlara ve kamuoyuna bunu anlatmaktadır. Konusunda ihtisaslaşmış bir STK olan SAD, ülkemizde deniz-kıyı-sualtı ekosistemlerinde elde ettiği bilgi birikimi ve tecrübenin ilgili resmi kurumlar tarafından da azami şekilde faydalanması için çalışmalarını sürdürecek ve bilgi ve görüş alışverişinde bulunmaya devam edecektir.

Sualtı Araştırmaları Derneği 1985 yılına dayanan öncü çalışmaları ile 1994 senesinden bu yana Türkiye’de deniz, kıyı ve sualtı ekosistemlerini araştırma ve koruma çalışmalarında bulunan bir Sivil Toplum Kuruluşu olarak deniz ve kıyılarımızda araştırma ve koruma çalışmalarına devam edecektir.

Türkiye Kıyılarında Önemli Doğa Alanlarının Korunması Rehberi ‘ni indirmek için tıklayınız.